Her ne kadar cömert ve güzel olsa da, doğa öngörülemez ve acımasızdır, ancak genellikle bizi fırtınaları ve en yıkıcı varyasyonları hakkında işaretler ve ipuçlarıyla uyarır - ve bu işaretleri nasıl okuyacağımızı bilmek bize bağlıdır. Geçen Cumartesi, ayın 12'sinde, Japon gökyüzü aniden değişmeye başladı: bir fırtınayı haber veren her zamanki yoğun gri bulutlar yerine, her şey birBirçok durumda olduğu gibi, güzellik aslında trajik olanın bir duyurusuydu: doğanın Hagibis Tayfunu'nun yaklaşmakta olduğunu söyleme şekli.

Bu meteorolojik fenomene "saçılma" denir ve genellikle büyük fırtınalardan önce gerçekleşir. Bu isim, atmosferdeki moleküllerin ve küçük parçacıkların ışığın yönünü etkilemesi ve saçılması nedeniyle verilmiştir. Daha güçlü fırtınalar, daha fazla ışık emebilen ve dalgaları daha eşit bir şekilde saçabilen ve dolayısıyla daha yumuşak tonlarda olan daha büyük parçacıkları atmosferden uzaklaştırma eğilimindedir.Bu nedenle tayfunun yaklaşması, bu parçacıkları ortadan kaldırarak, gözlerimizin bu daha yoğun ışık tonlarını görmesini sağlar.

Aynı fenomen genellikle bu tür meteorolojik olayların yaşandığı ülkelerde de meydana gelmiştir - geçen yıl Michael Kasırgası'nın geçişi sırasında ABD'nin Florida eyaletinde yaşayanlar da gökyüzünün mor ve menekşe rengine boyandığını kaydetmişlerdir.

Cumartesi günü akşam saat 7 sularında Hagibis, Japonya'yı süper tayfun olarak vurdu. 60 yıldır ülkeyi vuran en güçlü fırtına olan Hagibis'in hızı saatte 200 km'ye kadar çıktı. 70 kişinin öldüğü ve on binlerce evin sular altında kaldığı tahmin ediliyor ancak Japonya'daki kurtarma ekiplerinin çalışmaları devam ediyor.